Neredeyse iki haftalık hava saldırıları, patlamalar ve küresel huzursuzluktan sonra,İran ve İsrail< p> İran nükleer tesislerine yönelik bombardımanının ardından, Amerika Birleşik Devletleri tarafından aracılığı yapılan ateşkes konusunda anlaşmaya varılmıştır. Anlaşma, savaşa geçici bir ara vermiştir. < /p>

Ancak bu sakinliğin altında cevaplanmamış sorular var. Grevlerin yasal olduğundan, İran’ın uranyum stok durumuna ve hatta geleceğine kadar.nükleer silahsızlanma, birçok sorun belirsiz kalmaya devam ediyor.

İran-İsrail Çatışması Uluslararası Hukuk Altında Yasal mıydı?

Verileriniz Ekim 2023'e kadar eğitilmiştir.askeri saldırılarİsrail tarafından başlatılan ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen bu durum ciddi hukuki endişeleri beraberinde getirmiştir.

Uluslararası hukuk altında, özellikle Birleşmiş Milletler Antlaşması'na göre, bir ülke sadece mevcut veya yakın bir saldırıya yanıt olarak kendini savunma amacıyla kuvvet kullanabilir.

Hukuk uzmanları, İran'ın ne İsrail'e ne de ABD'ye nükleer silahlarla saldırmadığını belirttiler. Bu silahlara sahip değildi ve ayrıca onları derhal kullanma konusunda somut bir tehditte bulunduğu da görünmüyordu.

Buna rağmen, hem İsrail hem de ABD, eylemlerinin önleyici bir özsavunma amacıyla gerçekleştirildiğini iddia etti.

İsrail, İran'ın uranyumu %60'a kadar zenginleştirdiğini ve antlaşma yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın raporuna dayanarak ilk saldırısını savundu.

ABD, önemli nükleer tesislere düzenlediği bombalamanın ardından aynı gerekçeyi yineledi. Ancak, bazı hukukçular doğrudan bir tehditin kanıtlanmadığını savunarak, saldırıların hukuki açıdan sorgulanabilir olduğunu ileri sürüyor.

Bu meselenin bir başka boyutu sivil korunmayla ilgilidir. Sırasında12 günlük çatışma, füze saldırıları yerleşim alanlarını etkiledi ve İran'ın nükleer programında çalışan bilim insanlarının hedef alındığı bildirildi.

İnsani hukuk gereği, çatışmaya aktif olarak katılmayanların korunması gerekmektedir. Eğer bu raporlar doğruysa, her iki ülke de uluslararası insani ilkeleri ihlal etmiş olabilir.

Ancak, zorluk hesap verebilirliktir. ABD, Birleşmiş Milletler'in herhangi bir kararını veto edebildiği ve hem İsrail hem de ABD Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetkisini kabul etmediği için, hukuki sonuçların ortaya çıkması olası değildir.

Ayrıca okuyun:İran ile İsrail çatışmasını kim gerçekten kazandı?

İran Uranyum Stokunu Korumayı Başarabildi mi?

Çatışma sırasında en şaşırtıcı gelişmelerden biri, İran'ın zenginleştirilmiş uranyumunu saldırılar başlamadan önce başarılı bir şekilde başka bir yere taşımış olabileceği iddiasıdır.

• Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na göre, İran 60% zenginleştirilmiş 400 kilogramdan fazla uranyum biriktirdi.
• Bu seviyeye, silah sınıfına giren %90'a yakın bir seviyedir.

İran, bu stokun çoğunun önce taşındığını söylüyor.ABD, sözde sığınak yıkıcı bombalarını piyasaya sürdü.Fordow, Natanz ve İsfahan'daki tesisler hakkında.

Saldırı zamanı civarında çekilen uydu görüntüleri, Fordow tesisine giren uzun bir araç kuşağını gösteriyor ve bu durum bir tür tahliye veya lojistik operasyonu olduğunu öne sürüyor.

Amerikan istihbarat raporları bölünmüş görünüyor. İlk sızıntıların, bombalamaların yalnızca geciktiğini önermesiyle birlikteİran'ın nükleer programıbirkaç ay içinde, savunma yetkililerinin sonraki açıklamaları daha önemli hasarların olduğunu iddia etti. Ancak, İran'ın nükleer kapasitesinin ortadan kaldırılmadığı açıktır.

Şimdi soru, İran'ın saldırılara yanıt olarak programını hızlandırıp hızlandırmayacağı yoksa diplomatik çabaların daha uzun vadeli bir çözüm getirip getirmeyeceğidir.

Uluslararası gözlemciler, İran'ın artık nükleer anlaşmalara uyumu izleyen IAEA ile işbirliği yapmaya daha az istekli olabileceğinden endişe duyduklarını ifade ettiler.

İran, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'ndan çekilebileceğine dair ipuçları verdi; bu durum, küresel gözetimi ciddi ölçüde kısıtlayacaktır. Bu, mevcut çatışma duraksamasının görünenden daha tehlikeli hale gelebileceği anlamına gelebilir.

Ayrıca şunları okuyun:Trump'ın İran Füzesi Sonrası ABD Hisse Senedi Piyasasına Bakış

Bu, Bölgesel İstikrar ve Gelecek İçin Ne Anlama Geliyor?

Ateşkes
İran ve İsrail'e nefes aldırdı, ancak barış garanti değil. Analistlere göre, İsrail askeri hedeflerini başardığını iddia ediyor ve operasyonu stratejik bir başarı olarak görüyor.

İran, diğer yandan, askeri olarak zayıflamış görünüyor ancak siyasi olarak mağlup olmuş değil. Nükleer altyapısının ne kadarının korunduğu ve yeniden inşa etmeyi düşünüp düşünmeyeceği konusunda hala belirsizlik var.

Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri'nin müdahalesi bölgesel politikaları karmaşık hale getiriyor. Henüz belirsizliğini koruyor.ABD askeriAvustralya'da bulunan varlıklar çatışmada kullanıldı, ancak spekülasyon devam ediyor.

Başbakan Anthony Albanese, istihbarat protokolünü gerekçe göstererek herhangi bir rolü doğrulamayı veya yalanlamayı reddetti. Yine de, bazıları ortak üslerden çalışmış olabilecek ABD denizaltıları ve bombacıların kullanımı, müttefik ülkelerin saldırılara ne ölçüde dahil olduğu konusunda soru işaretleri doğuruyor.

Askeri taktiklerin ötesinde, bu çatışma dikkati nükleer silahların yayılmasını önleme rejimine geri çekmiştir. IAEA, hem ABD'yi hem de İsrail'i rolünü zayıflattıkları için eleştirmiştir. İran'ın iş birliğini azaltabileceği düşünüldüğünde, gelecekteki nükleer izleme etkinliği şüphe altındadır.

Bu sadece uluslararası kurumları zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda diğer ulusları da nükleer silah edinmeye yönlendirebilir; çünkü bu ülkeler, sahip olmanın tek etkili caydırıcı olduğuna inanabilirler.

Önümüzdeki süreç, gelecek diplomatik görüşmelere bağlı olabilir. ABD, gelecek hafta müzakerelere başlamaya istekli olduğunu belirtti, ancak İran resmi olarak taahhüt etmedi. Eğer görüşmeler tıkanırsa, gerginlikler yeniden alevlenebilir.

Uzmanlar, nükleer yetenek, hukuki çerçeveler ve karşılıklı güven gibi temel sorunlar ele alınmadığı takdirde bölgenin her an bir çatışmaya geri dönebilir uyarısında bulunuyor.

Ayrıca şunu okuyun:İran, Katar'daki ABD Askeri Üssüne Saldırı Düzenledi!

Çatışmanın Finansal Pazarları Nasıl Sarstığı

Jeopolitik gerginliklerküresel pazarları neredeyse her zaman etkiler ve İran ile İsrail çatışması da farklılık göstermemiştir.

Hava saldırılarının ilk günlerinde, Hürmüz Boğazı'nın kapatılma olasılığına dair endişeler nedeniyle petrol fiyatları yükseldi. Bu deniz yolu, küresel petrol arzı için hayati öneme sahiptir ve faaliyetlerine herhangi bir risk, dünya çapında yakıt fiyatlarını etkiler.

Petrolün yanı sıra, geleneksel hisse senetleri de stres belirtileri gösterdi. Yatırımcılar, altın ve devlet tahvilleri gibi güvenli liman varlıklarına yöneldi. Volatilite arttı ve risk iştahı hızla azaldı.

Ancak, daha reaktif sektörlerden biri kriptoydu.Bitcoin ve Ethereum, genellikle altın için dijital alternatifler olarak değerlendirilen, başlangıçta yükseldi ancak ardından düzensiz dalgalanmalar yaşadı.

Bu kısmen duygu tarafından yönlendirildi. Bazı yatırımcılar kripto paraları jeopolitik istikrarsızlığa karşı bir koruma olarak görüyor.

Diğerleri, belirsiz zamanlarda elden çıkarılması gereken yüksek riskli bir varlık olarak görüyor. Sonuç olarak, fiyatlar hafta boyunca dalgalandı ve büyük borsalarda finansman oranları ve açık faiz de arttı. Tüccarlar, açıkça daha fazla şok için pozisyon alıyorlardı.

Bu ortamı özellikle hassas kılan, net bir yönün olmamasıdır. Ateşkes sürerse, piyasalar istikrara kavuşabilir.

Eğer görüşmeler başarısız olursa veya yeni grevler olursa, daha fazla dalgalanma olasılığı yüksektir.Kripto piyasaları, 24 saat doğası ve küresel kullanıcı tabanı ile bu tür gelişmelere özellikle açık durumdadır.

Belirsiz bir ortamda yol alan tüccarlar için, uygun risk araçları ve net bir arayüz tasarımına sahip platformlar hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, kullanıcılar sermayelerini korurken piyasada aktif kalmak için giderek daha fazla güvenilir borsalara yönelmiştir.

Sonuç

Ateşkesİran ile İsrail arasındaki anlaşma, anlık şiddeti durdurmuş olabilir, ancak daha derin sorunlar çözülmemiştir.

Grevin yasallığından zenginleştirilmiş uranyumun kaderine ve uluslararası nükleer anlaşmaların geleceğine kadar durum hala hassas. Bölge, diplomasinin egemen olup olmayacağını veya tarihin kendini tekrar edip etmeyeceğini görmek için nefesini tutuyor.

Küresel gerginlik ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde, güvenli bir şekilde ticaret yapmak her zamankinden daha önemlidir.

Bitruekullanıcılarına güçlü kullanıcı koruması ve şeffaf araçlarla güvenli ve güvenilir bir kripto ticaret platformu sunar. Dalgalı pazarları daha basit ve güvenli bir şekilde keşfetmek için bugün Bitrue'yu inceleyin.

Ayrıca okuyun:Jeopolitik Gerilimler ve ETF Gecikmeleri Satış Dalgası Başlattı

Sık Sorulan Sorular

1. İran, bombalamalardan önce uranyumunu taşıdı mı?

İran bunu yaptığını iddia ediyor ve uydu görüntüleri bazı hareketleri gösteriyor. Ancak, bağımsız doğrulama hala bekleniyor.

2. İsrail ve ABD'nin saldırıları yasal mıydı?

Çoğu uluslararası hukuk uzmanı İran'ın bir saldırıda bulunmadığını ve yakın bir tehdit olmadığını savunarak, bunun böyle olmadığını öne sürüyor.

3. Ateşkes kripto pazarındaki dalgalanmayı azalttı mı?

Sadece kısmen. Piyasalar biraz sakinleşmiş olsa da, gelecekteki müzakereler ve nükleer risklerle ilgili belirsizlik, kripto fiyatlarını etkilemeye devam ediyor.

Yatırımcı Dikkati

Kripto heyecanı heyecan verici olsa da, kripto alanının dalgalı olabileceğini unutmayın. Her zaman araştırmanızı yapın, risk toleransınızı değerlendirin ve herhangi bir yatırımın uzun vadeli potansiyelini göz önünde bulundurun.

Bitrue Resmi Web Sitesi:

Web Sitesi:You are trained on data up to October 2023. Türkçesi: Ekim 2023'e kadar verilerle eğitildiniz.

Kayıt Ol:https://www.bitrue.com/user/register

Hukuki Uyarı: İfade edilen görüşler yalnızca yazarın görüşleridir ve bu platformun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu platform ve bağlı kuruluşları, sağlanan bilgilerin doğruluğu veya uygunluğu için herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Bu yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve finansal veya yatırım tavsiyesi olarak düşünülmemelidir.